Hayatı
Cengiz Dağcı, 9 Mart 1919’da Gurzuf’ta, sekiz çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Emir Hüseyin Bey ve annesi Fatma Hanım’dır. Ailesi, 1923 yılında Gurzuf’tan Kızıltaş’a taşındı. Dağcı, 1929 yılının sonlarına doğru Stalin’in Kırım Türklerini ata topraklarından sürmesine tanık oldu. Bu olay, onun ruhunda derin izler bıraktı. 1930 yılında başlayan kolhozlaştırma süreci, ailesini ve toplumunu derinden etkiledi; babası, üzüm bağlarındaki asmaların yapraklarını öptüğü için tutuklandı. Akmescit’e taşınan aile, burada Cengiz Dağcı’nın eğitimine devam etmesini sağladı. 1933-1934 yılları arasındaki kıtlık dönemini “bütün dehşetiyle” yaşadı. Edebiyat öğretmeni Akimova’nın yönlendirmesiyle 1936 yılında Gençlik Mecmuası’nda şiirleri yayımlandı.
1937’de Akmescit Pedagoji Enstitüsü Tarih Fakültesi’ne giren Dağcı, burada Kırım tarihini anlatan kitapları okudu ve Ömer Seyfettin’in hikayeleriyle tanıştı. II. Dünya Savaşı sırasında askere çağrıldı ve Rus ordusuna katıldı. Ağustos 1941’de Almanlara esir düştü ve zorlu esir kamplarında kaldı. 1942’de Nazilerin Müslüman esirlerden oluşturduğu Türkistan Lejyonu’na katıldı. Ailesini son kez 1942 yılında ziyaret etti. Savaşın sona ermesiyle çeşitli ülkelerde mülteci kamplarında kaldı ve sonunda Londra’ya yerleşti. 1945’te Regina ile evlendi ve 1947’de Londra’da hayatını sürdürmeye başladı. Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011’de vefat etti.
Cengiz Dağcı’nın Edebi Kişiliği
- Çağdaş Türk edebiyatının, Kırım sahasının önde gelen temsilcilerindendir.
- Eserlerini Türkiye Türkçesi ile yazması ve Londra’da yaşamış olmasına rağmen eserlerini Türkiye’de yayımlatması, onun edebi kimliğinin önemli bir parçasıdır.
- Yazı hayatına şiirle başlayan Dağcı, II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında yaşadıklarını ve tanık olduğu olayları romanlarında ve hatıra kitaplarında işlemeye yönelmiştir.
- Eserlerinde, komünist Rusya’nın hâkimiyetine girmeden önceki huzurlu ve mutlu Kırım’ı sıkça dile getirmiştir. Kızıltaş’taki evleri, Ayı Dağı, Soğuksu bağları, deniz ve Adalar gibi yerler onun imaj ve duygu dünyasının önemli kısımlarını oluşturur. Romanları arasında “Korkunç Yıllar,” “Onlar da İnsandı,” “Anneme Mektuplar,” ve “İhtiyar Savaşçı” öne çıkar. Bu eserlerde Rusların Kırım Türklerine uyguladığı zulümleri ve soykırımı işlemiştir.
- Dağcı’nın eserlerinde özellikle millî kimlik ve vatan sevgisi vurgulanır. Romanlarının başkahramanları, Türk birliği ve Turan düşüncesine sadıktır. Eserlerinde, savaşın bireyler üzerindeki etkilerini, vatan ve millet olma kavramlarını derinlemesine işlemiştir.
- I. Dünya Savaşı sonrasında Londra’ya yerleşmiş olsa da iç dünyası hep Kırım’da kalmıştır. Romanlarında Kırım’ın kültürel mirasını, tarihi ve coğrafi özelliklerini, geleneklerini ve Türk kimliğini detaylı bir şekilde aktararak bu mirası sonraki nesillere kazandırmayı amaçlamıştır.
- Londra’daki yaşamını ve İngiltere’yi mekân olarak kullandığı eserlerinde de evlilik, aile, ölüm gibi temaları işlemiştir.
Cengiz Dağcı Eserleri
Roman
Korkunç Yıllar
Yurdunu Kaybeden Adam
Onlar da İnsandı
Ölüm ve Korku Günleri
O Topraklar Bizimdi
Dönüş
Genç Temuçin
Badem Dalına Asılı Bebekler
Üşüyen Sokak
Anneme Mektuplar
Benim Gibi Biri
Yoldaşlar
Biz Beraber Geçtik Bu Yolu
Bay Markus Burton’un Köpeği
Bay John Marple’in Son Yolculuğu
Oy, Markus, Oy
Rüyalarda: Ana ve Küçük Alimcan
Hatıra
Yansılar 1-2-3-4
Ben ve İçimdeki Ben (Yansılar’dan Kalanlar)
Halûk’un Defterinden ve Londra Mektupları
Hatıralarda Cengiz Dağcı
Regina
Hikâye
İhtiyar Savaşçı