Hayatı
1862 yılında İstanbul Nişantaşı’nda dünyaya gelen Nabizade Nazım, çocuk yaşta annesini kaybetti. Beyoğlu’ndaki bir mahalle okulunda eğitimine başladı. Üvey annesinin de vefatıyla zorlu bir hayatın içine düştü. İlkokul eğitimini Tophane’deki Sıbyan Mektebi’nde aldı, ardından Fevziye Rüştiyesi ve Beşiktaş Askerî Rüştiyesi’nde okudu (1876). Bu okulda Farsça hocası Muallim Cudî sayesinde edebiyata ilgi duymaya başladı. İki yıl sonra Mühendishane-i Berrî-i Hümayun İdadisi’ne girdi ve buradan topçu teğmeni olarak mezun oldu. 1886 yılında Mekteb-i Hayriye-i Şahane’den yüzbaşı olarak mezun oldu.
Harp Akademisi’nde matematik, istihkâm ve topografya dersleri verdi. 1889 yılında kolağası rütbesini aldı. Ekim 1889-Mart 1890 tarihleri arasında Kaş’a arazi haritalarını çizmek için gönderildi. Sonrasında Suriye’ye yollandı. 1890 yılında “Ravi” takma adıyla Ahmet Mithat ile Tercüman-ı Hakikat gazetesinde romancılık üzerine tartışmalara girdi. 1891 yılında Manastır’da Üçüncü Ordu’nun Redif Fırkası’nda görev aldı. İstanbul’a dönüşünde dördüncü derece Mecidî nişanı ile ödüllendirildi. Aynı yıl Ayşe Naciye Hanım ile evlendi, ancak kısa bir süre sonra yakalandığı kemik veremi hastalığından kurtulamayarak 5 Ağustos 1893 tarihinde vefat etti.
Nabizade Nazım’ın Edebi Kişiliği
- Tanzimat edebiyatının ikinci kuşak sanatçıları arasında yer alan Nabizade Nazım, yalnızca otuz bir yıl süren kısa hayatına şiir, hikâye, roman türlerinde eserler sığdırmıştır. Aynı zamanda mesleğiyle ilgili fennî ders kitapları da yazmıştır.
- İlk eserlerinde A. Nazım imzasını kullanmıştır ve sanat hayatına gençlik yıllarında yayımladığı şiirlerle başlamıştır. İlk şiirlerinde Muallim Naci’nin etkisi hissedilirken, ilerleyen dönemlerde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit‘in etkileri görülmektedir.
- Şiirin zevk ve akıl temeline dayanması gerektiğini savunmuştur. Şiirin vezinli ve kafiyeli olmasının zorunlu olmadığını, bir beyitin mısralarının birbirine kafiyeli olmasının gerekmediğini belirtmiştir. Şiir yazacak kişilerin yüksek okul bitirip felsefe öğrenmeleri, insan tabiatını araştırmaları ve geniş bir kültüre sahip olmaları gerektiğini düşünmüştür.
- Yazın hayatına şiirle başlamasına rağmen roman ve hikâyecilikteki başarısıyla tanınmıştır. Roman yazmanın bazı şartlarını tartıştığı yazılarında, yazarın eğitimli olması, hayatı her yönüyle tanıması ve bilimsel bilgiye sahip olması gerektiğini savunmuştur. Ona göre roman yazarı, anlattıklarını yaşanan olaylardan almalı ve olayı doğal akışı içinde vererek kendi duygu ve düşüncelerini esere karıştırmamalıdır.
- Nabizade Nazım’ın tek romanı “Zehra,” edebiyatımızın ilk natüralist romanıdır. Roman, realist ve natüralist ilkeler doğrultusunda yazılmış olup karakterlerin iç dünyalarını derinlemesine ele almasıyla dikkat çeker. Zehra karakteri, kıskançlık ve asabîliğini annesinden miras almıştır, bu da natüralizmin kalıtım ilkesine bir örnektir.
- Victor Hugo, Alexandre Dumas Fils, Alfred de Musset, André Chénier, François-René de Chateaubriand, Edmond Harcourt, Georg Büchner, Arnold, ve Friedrich Rückert gibi Batılı yazarlardan çeviriler yapmıştır. Çevirilerinde yazarın fikrini aynen anlatmayı, yani bire bir çeviri yapmayı tercih etmiştir.
- Düzenli bir eğitim almış olan sanatçı; harp okulunda matematik, istihkâm ve topografya dersleri vermiştir. Aynı zamanda “Aynalar,” “Muhtasar Kimya,” ve “Mesail-i Riyaziye” gibi ders kitapları yazmıştır. Eğitimciliğinin bir diğer yönü çocukların eğitimine yönelik çalışmalarıdır; “Mini Mini Mektepli” ve “Hanım Kızlara” adlı kitapları bu alandaki önemli eserlerindendir.
Nabizade Nazım Eserleri
Şiir
Hatıra-i Şebab
Heves Ettim
Mini Mini yahut Yine Heves
Roman
Zehra
Hikâye
Yadigârlarım
Bir Hatıra
Zavallı Kız
Sevda
Hâlâ Güzel
Karabibik
Haspa
Seyyie-i Tesamüh
Antolojiler
Hanım Kızlara
Mini Mini Mektepli
İnceleme
Esatir
Ders Kitapları
Mesail-i Riyaziye
Muhtasar Kimya
Aynalar