Ayın On Dördü Roman Özeti

Ayın On DördüRefik Halit Karay, ölümünden on beş sene sonra ,1980 yılında, okuyucuyla buluşan Ayın On Dördü isimli romanında, bir cinayet sonrası yaşanan olayları anlatıp insan davranışlarındaki değişkenliği ve çeşitliliği irdeliyor.
 Polisiye roman tadındaki bu sürükleyici eser, bir yandan okuyucuda merak uyandırırken bir yandan da aşk, evlilik, sadakat kavramlarını sorguluyor. Türk edebiyatının en büyük yenilikçilerinden olan Refik Halit Karay, Ayın On Dördü’nde de çağdaşlarına göre şaşırtıcı bir teknik kullanmış. Kahraman bakış açısıyla yazdığı bu romanda, olayları üç ana karakterin gözünden ayrı ayrı anlatarak günümüz postmodern roman tekniklerine göz kırpıyor.

Romandaki Karakterler

RIDVAN: Zengin bir ailenin çocuğu. Başarısız bir heykeltıraş. Maktulü tanımasına rağmen cinayetle pek ilgisiz. Karısına hayranlık duymakta.

RAYİHA: Rıdvan’ın eşi…Varlıklı bir ailenin kızı, ressam… Silahlara meraklı ve çok iyi silah kullanıyor. Okuduğu yabancı eserlerin tesiriyle Cinayet romanı yazmayı tasarlıyor.

RAHİM: Yan köşkte yaşayan, sosyetede soğuk tavırlarıyla bilinen zengin bir müteahhit. Hayatı boyunca evlenmemiş.

RAHŞAN: Eski sinema oyucusu. Zamanında Rıdvan da dahil olmak üzere birçok zengin erkekle birliktelik yaşamış. Yeni sevgilisi Rahim’in köşkünde o gece öldürülmüştür.

DURMUŞ EFENDİ: Heykeltıraş Rıdvan ve eşinin beş senedir her yaz kiraladıkları köşkün elli yaşlardaki ev sahibi.

DÜRDANE: Rahim’in hizmetçisi. Yaşına ve konumuna göre çekici bir kadın ve hayattaki tek isteği Rahim ile evlenmek.

HAYDAR: Cinayeti çözmekle görevli emniyet şube amiri. Otuzlu yaşlarda, bekar, çekici bir erkek. Varlıklı bir aileden geliyor.

Ayın On Dördü Özet

İstanbul’un Anadolu tarafında (Yoğutçu Çayırı ile Pendik arası bir bölge) yıllardır kiraladıkları köşkte keyifli bir yaz geçiren Rıdvan ile eşi Rayiha’nın hayatı, yan köşkte işlenen bir cinayetle değişir. Öldürülen Rahşan, Rıdvan’ın eski sevgilisidir.

Köşkün hizmetçisi Dürdane, müteahhit Rahim’e aşkından dolayı cinayet suçunu üstlenir. Ona göre katil Rahim’dir ve böyle davranarak Rahim’in gözüne girmeyi düşünmektedir. Ancak olay anından Dürdane’nin başka bir yerde olduğunu kanıtlayan tanıkların ortaya çıkmasıyla beraber cinayet esrarengiz bir hal alır.
Cinayeti çözmekle grevli Haydar Bey’in ilk şüphelendiği isim Rayiha olur. Zira olay anında nerede olduğuna dair çelişkili açıklamalar yapmaktadır. Ayrıca cinayet aleti silahın sahibi de Rayiha’dır. Rayiha ifadesinde, bu silahın aylar evvel kendisinden çalındığını söylemiştir.
Uzun zamandır cinayet romanı yazma tasarıları bulunan Rayiha cinayetle yakından ilgilenir. Ona göre suçlu şüphesiz biçimde Rahim’dir. Rayiha’nın düşüncesine göre; Rahim, “Ayın on dördü”nde dolunayın insan üzerindeki tesirine kapılmakta ve o sakin kişiliğini yitirerek adeta bir canavara dönüşmektedir. Daha önce Rahim’in yakın çevresinde bulunan iki kadının ölümü de dolunaya rastlamış ve iki kadın da Rahim’in gazabına uğramıştır. Rayiha Haydar Bey başta olmak üzere herkesi bu düşüncesine inandırmaya çalışır. Ancak ilerleyen günlerde bu olay sinirlerini iyice yıpratmaya başlar. Eşiyle beraber yurt dışına çıkma kararı alır. Paris’e giden  gemide kendilerini sürpriz bir yolcu karşılayacaktır. Haydar Bey de izne ayrılmış ve Avrupa seyahatine çıkmıştır.
İşin aslı Haydar Beyi üç senedir Rayiha’ya bir hayranlık duymaktadır. Cinayet nedeniyle aralarında bir iletişim kurulmuş ve vapur yolculuğunda ise belirgin bir yakınlaşma yaşanmıştır. Rayiha, Haydar Bey’e karşı gittikçe kuvvetlenen bir sevgi hissetse de eşi Rıdvan’a son derece bağlıdır ve onu aldatmaz. Rayiha’ya iyiden iyiye aşık olan Haydar’ın düşüncesi ise değişmemiştir:”Ona göre katil Rayiha!dır!” ve o sevgilisini bu soruşturmadan kurtarıp meslekten istifa etme hesapları yapmaktadır.
Olayla uzun süre ilgilenmeyen Rıdvan ise eşinin buhranları üzerine kendi teorilerini ortaya atar. Ona göre katil ne Rahim ne de Rayiha’dır. Ufak bir araştırma sonucu katilin şehvet delisi Durmuş Efendi olduğunu ortaya çıkarır ve Durmuş’un işlediği diğer iki cinayeti de itiraf ettirir. Durmuş Efendi, Rıdvan’ın yönlendirmeleri sonucu kendi cezasını kendi verir ve intihar eder.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Metin İnceleme Roman

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | Olay Örgüsü, Kişiler, Çatışma

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa‘nın ilk baskısı 1930 yılında yapılmış otobiyografik romanıdır. Psikolojik roman türünün en başarılı örneklerindendir. …