Abbas Sayar Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Hayatı

Abbas Sayar, 21 Mart 1923 tarihinde Yozgat’ta doğdu. Yozgat Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Türkoloji eğitimi aldı ancak eğitimini yarıda bırakarak Yozgat’a döndü. Bir dönem çiftçilikle uğraştıktan sonra kendi matbaasını kurdu. Yozgat’ın ilk yerel gazetesi “Bozlak”ı yayımladı. Kırk dört yıllık gazetesinde binlerce başyazı yayımladı. Kısa bir süre politika ile ilgilendikten sonra Ayvalık’a yerleşti. Edebiyatın yanı sıra resimle de ilgilendi. Sergiler açtı. 12 Ağustos 1999 tarihinde İzmir’de hayatını kaybetti.

Abbas Sayar’ın Edebi Kişiliği

Abbas Sayar, sanat hayatına şiirle başlamış, daha sonra romana yönelmiştir.
Eserleri “köy edebiyatı” kategorisinde değerlendirilen sanatçı, toplumcu gerçekçi bir anlayış sergilemiştir.
Romanlarında Orta Anadolu köylüsünün yoksulluğunu anlatmıştır.
Yapıtlarında genel olarak, köy merkezli ahlaki yapıyı, evlilik sorununu, toplumsal değişimin köy insanı üzerinde yarattığı yıkımı, sosyoekonomik nedenlerden doğan köyden kente göç sorununu, kentte de mutlu olamayan insanların Almanya’ya işçi olarak gidişini işlemiştir.
Gazetecilikten gelen gözlemci yönüyle romanlarının kurgusunu ustaca örmüş, şiirsel bir üslup kullanmıştır.
Çiftçilik yaptığı ve tabiatı çok iyi tanıdığı için romanlarındaki köy ve tabiat tasvirleri son derece gerçekçi ve etkileyicidir.
İç Anadolu’nun yerel dilini iyi bilen sanatçı, köylü ağzını, yöresel deyimleri ve atasözlerini başarıyla kullanmıştır.
“Yılkı Atı” romanıyla tanınmıştır. Romanda, yaşlanıp iş göremez duruma gelen, bunun üzerine sahibi tarafından yılkıya ayrılan yani doğaya salınarak açlığa ve ölüme terk edilen Doru Kısrak adlı bir atın hikayesini anlatır. Yazar, “Doru Kısrak”la aslında kaderine terk edilen Anadolu köylüsünü sembolize eder. Eser, 1971 TRT Roman Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür.
“Çelo”da babası ölünce amcasının yanında büyüyen Çelo’nun amcasından gördüğü eziyeti, tarlalarının amcası tarafından elinden alınışını ve Çelo’nun hakkını arayışını anlatır. Yazar, bu romanıyla TDK Roman Ödülü’nü almıştır.
“El Eli Yur El de Yüzü” adlı romanında politika ile uğraştığı dönemdeki anılarından yola çıkarak 1954-1957 seçimlerinde bir Anadolu köyünün genel durumunu, köylünün politikalara bakışını; politikacıların ve köy halkının birbirlerinden beklentilerini bir kara mizah örneği olarak gözler önüne sermiştir.
1975 Madaralı Roman Ödülü’ne layık görülen “Can Şenliği”nde varını yoğunu çocuklarına verip ortada kalan yaşlı bir köylünün yaşamını İşlemiştir.