Deli Dumrul Hikayesi | Olay Örgüsü, Çatışmalar, Kişiler

Deli Dumrul, edebiyatı tarihimizin en büyük eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikayeleri içinde yer alan on iki hikayeden biridir. Bu yazımızda Deli Dumrul hikayesi ile ilgili tüm detayları sizler için derledik.

Deli Dumrul

A. Deli Dumrul Hikayesi | Olay Örgüsü

  • Deli Dumrul’un kuru bir çayın üstüne köprü yaptırması ve köprüden geçenlerden para (haraç) istemesi
  • Gücün ve yiğitliğin bu yolla halk arasında yayılmasını sağlamaya çalışması, para vermeyenin kaba kuvvetle korkutulması
  • Köprünün yanı başına bir obanın yerleşmesi ve bu obadan bir yiğidin köprüden geçerken ölmesi, parasını alamayan Deli Dumrul’un Azrail’e kafa tutarak onu da alt edebileceğini düşünmesi
  • Allah’ın emriyle Deli Dumrul’un canını almaya gelen Azrail’in onun karşısına çeşitli kılıklarda çıkarak onu alt etmesi
  • Deli Dumrul’un yaptığı hatanın farkına varması ve Allah’a canını bağışlaması için yalvarıp dua etmesi
  • Allah’ın imana gelen Deli Dumrul’a acıyarak kendi canına karşı bir can bularak Azrail’e teslim etmesini istemesi
  • Deli Dumrul’un babasına giderek kendi yerine onun canını bağışlaması için yalvarması ve babasının oğlunun bu isteğini geri çevirmesi
  • Deli Dumrul’un aynı istekle annesine gitmesi ve annesinin de canını vermeyeceğini öğrenmesi
  • Allah’ın, eşi yerine Deli Dumrul’un anne ve babasının canını alması
  • Deli Dumrul’un ve eşine uzun bir ömür bağışlaması
  • Dede Korkut’un ortaya çıkıp dua etmesi

B. Hikâyenin Konusu ve Teması

Konu: Kuru bir çayın üstüne köprü yaparak geçenlerden haraç toplayan Deli Dumrul’un; gücünü ve yiğitliğini ispatlamak için Azrail’e bile kafa tutması, sonra hatasını anlayıp Allah’tan af dilemesi ve canının bağışlanması.

Tema: Aşkın yüceliği, aşk için insanın kendi canından bile kolaylıkla vazgeçebileceği

C. Hikâyedeki Çatışmalar

Deli Dumrul’un köprüden geçenlerden bilek gücüne dayanarak zorla para alması, Azrail’i yenebilecek güçte olduğunu düşünmesi ve onunla karşılaşmak istemesi hikâyedeki “güç” çatışmalarıdır.

Allah’ın Deli Dumrul’un canını almak için Azrail’i göndermesi, daha sonra da onu bağışlaması hikâyedeki “fikir” çatışmasıdır;

Kendi canından bir parça olan oğula baba ve annenin fedakârlıkta bulunmaması yine hikâyedeki “fikir” çatışmasıdır.

Can sevgisi ve eş (aşk) sevgisi arasında bir tercihte bulunulması hikâyedeki başka bir fikir çatışmasıdır.

D. Hikâyedeki Zaman ve Mekân

Hikâyede olayın geçtiği zaman net olarak belirtilmemiştir. Geniş anlamıyla İslamiyet’in kabul edilmesinden sonraki zaman; dar anlamıyla olayın bir gün içinde cereyan ettiği seziliyor. Hikâyede mekân kavramı üzerinde durulmamış, mekan önemsenmemiştir. Bir köprü, anne ve babanın yaşadığı ev, hikâye kahramanının eşiyle birlikte yaşadığı ev genel mekân kavramlarıdır.

E. Hikâyedeki Kahramanlar ve Özellikleri

Deli Dumrul: Güçlü kuvvetli, gözü pek yiğit, aynı zamanda aklına eseni yapabilen deli bir yapısı vardır, Azrail’e bile kafa tutan korkusuz, biraz da kendi bilmez biridir. Bilek gücüyle her şeyi alt edebileceğini düşünür. Ancak hatasını görüp pişman olan ve af dileyen yanıyla da olgunlaştığı görülür. Deli Dumrul üzerinde insanın gücü – güçsüzlüğü, cahilliği – olgunlaşması, hataları – pişmanlıkları verilmeye çalışılmıştır.

Azrail: Deli Dumrul’un canını alması için Allah’ın gönderdiği melektir. Allah, Azrail aracılığıyla inanç yönünden zayıf olan kuluna ders vermek istemiş, bunun için Azrail’i vazifelendirmiştir.

Anne ve Baba: Hikâyede bencil ve bir anne ile babanın yapması gereken fedekârlıktan uzak olan kişiler olarak ele alınmıştır. Çocukları için kendi canlarından vazgeçemeyen kişilerdir.

Deli Dumrul’un Eşi: Fedâkar ve vefalı biridir. Sevdiği adam uğuna kendi canını bile vermekten çekinmeyen bir kadındır.

F. Hikâyedeki Bakış Açısı

Hikâye, 3. tekil kişinin ağzından anlatılmaktadır. Anlatıcı, bir gözlemci olarak yalnızca gördüklerini anlatıyor, olan biten karşısında duygu ve düşüncelerini belirtmiyor.

Hikâyenin içinde kahramanların söylediği sözler, 1. kişinin ağzından naklediliyor.

G. Hikâyenin Dil ve Anlatımı

Hikâyede destan geleneğinin özelliğine bağlı olarak nazım ve nesir iç içe kullanılmıştır. Nazım bölümlerinde uyak unsuruyla ahenk sağlanırken nesir bölümlerinde çokça kullanılan ikilemeler ve secilerle ahenk sağlanmıştır.

Kısa eylem cümleleri, en çok altı yedi kelimeden oluşan cümlelerle akıcı bir anlatım ortaya çıkmıştır.

Hikâyede benzetmelerden, tezatlardan, sıfatlardan ve mecazlardan yararlanılarak güçlü bir anlatım yaratılmıştır.

Dil açık ve yalın, günümüz Türkçesine oldukça yakındır.

Yaşanan zaman ve coğrafya anlatıma da yansımış, olay içinde kullanılan sıfatlar ve benzetmelerde doğadan yararlanılmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Metin İnceleme Roman

İki Şehrin Hikayesi | Özet, Olay Örgüsü, Kişiler

Charles Dickens’in “İki Şehrin Hikayesi” (A Tale of Two Cities) adlı romanı, 1859 yılında yayımlanmış …