Âkif Paşa Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Akif PaşaHayatı

Âkif Paşa, 1787’de Yozgat’ın Bozok Yaylası’nda doğdu. Babası Ayıntâb-zâde Kadı Mehmed Efendi’dir. Dedelerinin Veysel Karânî hazretlerinin soyundan olduğu bilinmektedir. Çocukluğunda babasıyla birlikte Hacc’a giden Âkif Paşa, dönüşünde ilk bilgilerini memleketindeki ilim adamlarından aldı. Bozok’ta Cabbar-zâde Süleyman Bey’in divan kâtibi oldu.

Süleyman Bey’in ölümünden sonra İstanbul’a gelerek Dîvân-ı Hümâyûn kalemine girdi. II. Mahmut’un dikkatini çekince kısa sürede yükseldi. Osmanlı devletinin ilk Hâriciye Nâzırı oldu. Daha sonra dâhiliye nazırlığına getirildi ve Osmanlı devletinin ilk Dâhiliye Nazırı oldu. Ancak bu görevde de uzun süre kalmadı. Pertev Paşa’nın yetiştirdiği şahıslardan olan Hâriciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa’nın tesiriyle, yine hastalığı bahane gösterilerek altı buçuk aylık bir görev süresinden sonra azledildi.

Sultan Abdülmecit’in tahta çıkmasından sonra Kocaeli mutasarrıflığına tayin edildi ancak halkın şikâyet etmesi üzerine rütbesi alınarak azledildi ve Edirne’ye sürüldü. 1842 yılında sürgünü tamamladı fakat serbest bırakılmadı. Birçok müracaatın ardından Bursa’da ikâmet edebileceği bildirildi. Bursa’da altı ay kadar oturduktan sonra Abdülhâmit’in doğumu üzerine yazdığı şiiriyle affedildi ve İstanbul’a döndü. Bir süre sonra Hac niyetiyle Hicaz’a gitti. Hac görevini yerine getirdikten sonra İskenderiye’de hastalandı ve 12 Mart 1845 tarihinde vefat etti.

Âkif Paşa’nın Edebi Kişiliği

  • Âkif Paşa’nın çalkantılı siyasi hayatı onun edebi eserlerine de konu olmuştur. Namık Kemal tarafından “kalemimize Türkçe yazmayı öğretenlerin en büyüklerindendir” diye tarif edilen Âkif Paşa, yaşadığı devrin önemli bir divan şairi ve kuvvetli bir nesir yazarıdır.
  • O, bazen klasik edebiyatın son temsilcilerinden bazen de yeni edebiyatın müjdecilerinden sayılmıştır.
  • Âkif Paşa, Namık Kemal tarafından “âlimâne şiir” diye vasıflandırılmıştır. Özellikle nesirlerindeki ifade açıklığıyla dikkat çekmiştir.
  • Resmî yazışma dilini sadeleştirmiş ve kalem sahiplerinin kitabetlerinin değişmesine vesile olmuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar, Paşa’nın edebi şahsiyeti ve Türk edebiyatı içindeki yeri ve önemiyle ilgili olarak, Paşa’nın on dokuzuncu asır başının, hayatında, fikrî ihtiyatlarında, dilinde, sarsılmış değerlere bağlılık ve görevlerinde eski cemiyetlerin kesin standartlarından huzursuz bir ferdiyete giden insan olduğunu ifade etmiştir.
  • Adem Kasidesi, Âkif Paşa’nın en bilinen şiirlerinden biridir. Bu kaside, bireysel ruh darlığını ve yokluk fikrini derinlemesine işleyen bir eserdir. Kaside, Paşa’nın melankolik ve içe dönük bir ruh halini yansıtır ve döneminin geleneksel şiir anlayışından farklı olarak bireysel duyguları ön plana çıkarır.
  • Âkif Paşa, torununun ölümü üzerine hece vezniyle yazdığı şiirle dikkat çeker. Bu şiir, koşma tarzında olup, Paşa’nın halk şiirine ve sade dile yönelme eğilimini gösterir. Hece vezniyle yazılmış bu tür şiirler, Âkif Paşa’nın geleneksel Divan şiirinden farklı bir yol izlediğinin göstergesidir.
  • Şiirlerinde dil ve üslup bakımından klasik Divan şiirinin etkisi açıkça görülür. Ancak, özellikle Tabsıra adlı eserinde olduğu gibi bazı şiirlerinde sade ve anlaşılır bir dili tercih etmiştir. Bu, onun yeni edebiyatın öncülerinden biri olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Âkif Paşa Eserleri

Tabsıra
Münşeât-ı El-Hâc Âkif Efendi ve Dîvânçe
Risaletü’l Firâsiyye ve’l Siyâsiyye
Âkif Paşanın Mektupları

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Taşlıcalı Yahya

Taşlıcalı Yahya Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Hayatı 16. yüzyılın önde gelen divan şairlerinden biri olan Taşlıcalı Yahya’nın doğum tarihi ve yeri …