Sohbet (söyleşi), konu sınırlaması olmaksızın (yaşam, sanat, edebiyat), konuyu da fazla derinleştirmeden, içten, sıcak, hatta senli benli bir üslupla yazılan gazete veya dergi yazısıdır. Cumhuriyetten önce musahabe adıyla bilinen tür, günümüzde kimilerince ayrı bir tür olarak görülmez, köşe yazısı (fıkra) ya da deneme türü içinde değerlendirilir. Ancak sohbeti adı geçen bu türlerden ayıran en önemli özellik konunun işleniş biçimidir.
Sohbet yazarı, geçmiş karşımıza oturmuş bizimle konuşuyor gibidir. Söylediklerini dikkatli dinlemezsek sesini yükseltir, anlattıklarını anlayıp anlamadığımızı kontrol etmek için sorular sorar, yüzünü ekşitir, suratını asar ve hep onay bekler.
Sohbet (Söyleşi) Türünün Özellikleri Nelerdir
- Planlı yazılardır, makale gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle yazılır.
- Gazete ve dergi çevresinde gelişen, çok uzun olmayan, üç dört sayfayı geçmeyen yazılardır, sonradan kitap haline getirilebilir.
- Yazarın anlattıklarını kanıtlama çabası yoktur.
- Yalın bir dil, içten bir anlatımla oluşturulur.
- Yazarın düşünceleri ön plandadır.
- İşlenen konunun özelliğine göre dil göndergesel, heyecana bağlı ya da alıcıyı harekete geçirme işlevleriyle kullanılır.
- Yazar, düşüncelerini emredici bir tavırla ifade etmez; okuyucunun düzeyini dikkate alarak onunla bir sohbet ortamı kurar. Okuyucuyu suçlamaz, bir suç ya da kusur varsa onu üstlenir.
- Yazılı anlatım türü olan sohbet ile radyo ve televizyonlarda yayımlanan sohbetler arasında benzerlikler vardır. İkisinde de amaç, herhangi bir konu hakkındaki duygu ve düşünceleri karşılıklı konuşma havasında, samimi, dostça, açık yürekli bir tavırla hoşça zaman geçirtmek için okuyucuyla veya dinleyiciyle paylaşmaktır.
Söyleşi Türü ile Diğer Öğretici Metinlerin Karşılaştırılması
Biçim ve içerik bakımında söyleşiler; makale, deneme ve fıkra yazılarıyla benzerlik gösterebilirler. Ancak bu türler arasında belirgin farklar bulunmaktadır.
Makale yazarı, savunduğu görüşü kanıtlamak zorundadır; sohbet metinlerinde böyle bir zorunluluk yoktur.
Deneme de sohbet de her konuda yazılabilir ancak deneme yazarı kendi kendine konuşur, sohbet yazarı okurla konuşur.
Sohbet yazarı karşısındakine soru sorar ancak o sorunun yanıtını kendi verir. Fıkrada konuşma üslubu yoktur. Fıkralarda konu günceldir, sohbetin konusunun güncel olması gerekmez. Fıkranın kamuoyu oluşturmak gibi bir derdi vardır.
Türk Edebiyatında Sohbet Yazıları ve Yazarları
Ahmet Kabaklı – Sohbetler
Ahmet Rasim – Muharrir Bu Ya, Ramazan Sohbetleri
Falih Rıfkı Atay – Pazar Konuşmaları
Hasan Ali Yücel – Pazartesi Konuşmaları
İsmet Özel – Bakanlar ve Görenler, Çenebazlık, Cuma Mektupları, Faydasız Yazılar
Melih Cevdet Anday – Dilimiz Üstüne Konuşmalar
Nurullah Ataç – Söyleşiler, Karalama Defteri, Dergilerde
Suut Kemal Yetkin – Edebiyat Söyleşileri
Şevket Rado – Eşref Saati, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir, Aile Sohbetleri
Yahya Kemal Beyatlı – Tarih Musahabeleri, Aziz İstanbul (deneme-söyleşi), Eğil Dağlar (deneme-söyleşi), Edebiyata Dair (deneme-söyleşi)
Cenap Şahabettin, Refik Halit Karay, Hasan Âli Yücel ve Attila İlhan da sohbet türünde yazılar yazmışlardır.