Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma, güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, mâni, ninni, destan gibi farklı isimlerle adlandırılır. Ancak şiirin Batılı şiir gruplandırmaları dikkate alınarak konularına göre altıya ayrılması gelenek hâlini almıştır. Konularına göre şiir türleri şunlardır:
1. Lirik Şiir
- Lirik sözcüğü, Yunanca lir adı verilen bir tür çalgıdan gelmektedir.
- Genellikle aşk, ayrılık, özlem, gurbet, yalnızlık vs. temalar işlenir.
- Hayal gücü, melodi ve bireysellik ağır basar.
- Bu şiirler okuyanı etkiler, duygulandırır. Şiir türleri arasında en sanatsal, en doğal, en yoğun olanı lirik şiirdir
- Lirik şiir, okuyucuya ve dinleyiciye estetik bir haz verir.
- Türk edebiyatımızda halk şairlerinin (âşık, ozan) söylediği şiirlerin çoğunun lirik şiir olduğu söylenebilir. Halk edebiyatında “güzelleme” türündeki “koşma, semai”; divan edebiyatında ise “gazel, şarkı, murabba”; lirik şiire girer. Yeni Türk edebiyatında ise lirik şiir, değişik nazım biçimleriyle yazılmıştır.
Örnek – 1
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları
Örnek – 2
Akşamı getiren sesleri dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin.
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin.
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgâra salıver gitsin.
2. Epik Şiir
- Epik, destan niteliğinde olan, destansı demektir. Bu şiirlere “hamasi şiir”, “kahramanlık şiiri”, “destani şiir” gibi adlar da verilir.
- Savaş, kahramanlık, yiğitlik ve yurt sevgisi gibi konular ile tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla dile getiren şiirlere epik şiir denir.
- Epik şiir türünün ilk örneği olarak Homeros’un derlediği “İlyada ve Odise” destanı kabul edilir.
- Destanlar, manzum şekilde yazılan kahramanlık hikâyeleri bu türe girer.
- Batı edebiyatında destan türündeki eserlere epope adı verilmektedir.
- Türk kahramanlarının veya göç maceralarının hikâyelerini anlatan destanlar vardır. Divan edebiyatında “kasideler”, Halk edebiyatında “koçaklamalar, destanlar, varsağılar” epik şiir türüne örnek olarak gösterilebilir.
Örnek – 1
Bir güvercin uçar akça kanatlı
Barıştan savaşa selâm götürür.
Yollardan yel gibi geçer bir atlı
Afyon’dan Maraş’a selâm götürür.
Uyanır Yörüğü, Lazı, Afşarı
Bir eyler zeybeği, horonu, barı
Aydın ovasının ılık rüzgârı
Efeden dadaşa selâm götürür.
Örnek – 2
Kırım’da şimşektir çakar bir yıldız
Kars’tan Fergana’ya bakar bir yıldız
Kerkük’ten Tebriz’e akar bir yıldız
Gardaştan gardaşa selâm, götürür.
Bir şehir, köy, oba, mahalle, çarşı
Çarpışır düzenli orduya karşı
Ve soylu bir destan kurtuluş marşı
Güneş, kurda kuşa selâm götürür.
3. Didaktik Şiir
- Yunanca didaktikos (öğretme) sözcüğünden gelmektedir.
- Didaktik şiir, eğitici, öğretici şiir demektir.
- Herhangi bir konuda bilgi vermek, nasihat etmek, yol göstermek ahlakî bir ders çıkarmak amacıyla yazılır.
- Şiir türleri arasında en kuru anlatım, didaktik şiirlerde görülür.
- Didaktik şiirler, dil ve anlatım bakımından pek değer taşımaz. Bu şiirlerin bilgi ve felsefi yönü ağırlıklıdır. Kimi mesneviler, fabllar, Tekke edebiyatındaki nutuklar bu türde yazılmıştır.
- Didaktik şiirin tarihi eski Yunan’a dayanır. Hesiodos (MÖ 8. yüzyıl) düşüncelerini, kolayca akılda kalması amacıyla şiirin olanaklarından yararlanarak bu türde kaleme almıştır.
- Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eseri Türk edebiyatında bu türün ilk örneğidir. Divan edebiyatı döneminde kaleme alınan, Âşık Paşa’nın “Garipnâme”, Nâbi’nin “Hayriyye” ve “Hayrabât” adlı eseri de didaktik nitelikler taşımaktadır. Türk edebiyatında Nabi, Ziya Paşa, Tevfik Fikret, Ziya Gökalp didaktik şiirin başarılı örneklerini vermiş sanatçıların başında yer almaktadır.
Örnek – 1
Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelende
Anı yad illere açıcı olma
Mecliste arif ol kelamı dinle
El iki söylerse sen birin söyle
Elinden geldikçe iyilik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma
Örnek – 2
Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım
4. Pastoral Şiir
- Pastoral sözcüğü, Fransızca pastorale (çobanlığa ilişkin) sözcüğünden gelmektedir.
- Doğa güzelliklerini, ormanları, kırları, yaylaları ve çoban hayatını anlatan ve bunlara karşı duyulan özlemi dile getiren şiirlere pastoral şiir denir.
- Bir kişinin ağzından anlatılırsa “idil”, çobanların konuşturulmasıyla anlatılırsa “eglog” adını alır.
- Abdülhak Hamit’in Sahra isimli şiiri, edebiyatımızda bu türün ilk örneği sayılır. Cumhuriyet döneminde köye, Anadolu’ya yönelen, kır yaşamının güzelliklerini işleyen şiirlere de pastoral şiir denmiştir.
Örnek – 1
Sönerken dağlarda günün şulesi,
Sarar yamaçları ince bir duman…
Duyulur uzaktan bir kaval sesi,
Sürüler çiftliğe döndüğü zaman.
Akşamın bu ıssız saatlerinde,
Nedir bu her şeyde sezilen melal?
Bir leylek tarlanın orta yerinde,
Bükülmüş başıyla canlı bir sual.
Örnek – 2
Gümüş bir dumanla kaplandı her yer
Yer ve gök bu akşam yayla dumanı.
Sürüler, çimenler, sarı çiçekler
Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı.
Beni içerine aldın ağ gibi
Doldun gözlerime bir rüya gibi
Ben de güneş gibi, yüce dağ gibi
İçinde kaybolsam yayla dumanı
5. Satirik Şiir
- Satirik sözcüğü, Fransızca Satire (hiciv, alaylı yergi) sözcüğünden gelmektedir.
- Kişilerin ve çevredeki nesnelerin gülünç taraflarını ele alarak onları yeren, kötüleyen şiirlere “satirik şiir” denir.
- Satirik şiirlerde didaktik ögeler de vardır. Ancak bilgi vermeyi, bir bilgiyi öğretmeyi amaçlamadığı için bu şiirler, didaktik şiirden ayrı bir tür olarak kabul edilir.
- Divan edebiyatında “hiciv”, Halk edebiyatında “taşlama”, günümüz edebiyatında “yergi”nin karşılığıdır.
Örnek – 1
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekânlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Örnek – 2
Gitmişti makama arz-ı hâl için
‘Bey’ dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim.
‘Şey’ dedi, yutkundu, eğdi başını.
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı…
Bir baktı konağa alttan yukarı
‘Vay’ dedi, yutkundu, eğdi başını.
6. Dramatik Şiir
- Dramatik sözcüğü, Yunanca dram (sahnede oynanmak için yazılmış oyun) sözcüğünden gelir.
- Manzum tiyatro eserlerinde konuşmaların yerini tutan şiirlerdir.
- Klasik dönemde (Eski Yunan) trajedi ve komedi, bu türde yazılmıştır.
- Manzum olarak yazılmış trajedi, komedi ve dramdaki konuşmalar, şiirsel olduğundan bu türe örnek olabilir. Eski Yunan edebiyatında Aiskhylos, Sophokles, Euripidies, Aristophanes; Batı edebiyatında Corneille, Shakespeare ve Racine manzum tiyatrolarıyla tanınmıştır.
- Türk edebiyatında; Namık Kemal, A. Hamit Tarhan, Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek vs. bu türde şiirler yazmıştır.
Örnek
Eski Atina’da hâkim, savcı ve avukat gibi meslekler yoktu. Gönüllü vatandaşlar mahkemelerde görev alırdı. Philokleon adında bir ihtiyar, hâkim olma tutkusuna kapılır. Oğlu Bdelykleon, babasını bu huyundan vazgeçirmek için onu eve kapatır. Öteki hâkimler Philokleon’u da alıp mahkemeye gitmek üzere, eşekarıları kılığında, sabahleyin erkenden gelirler. Aşağıdaki parçada koro (hâkimler) ile Philokleon arasındaki diyalogdan bir bölüm verilmiştir:
Philokleon:
Dostlar çoktan duydum sesinizi,
Ama çıkıp gelemem ardınızdan,
Bırakmıyorlar beni mahkemeye
Gidip yargı vermeye,
Canlara kıymaya bırakmıyorlar.
Koro:
Kimmiş o? Söyle dostlarına,
Kimmiş seni eve kapayan?
Philokleon:
Kendi oğlum. Ama duymasın sakın!
Şurda yatmış uyuyor,
Alçak sesle konuşun.
Koro:
Niçin yapıyor bunu?
Oğlun ne ister senden?
Philokleon:
“Hakim olma, can yakma!” diyor.
Sözünü dinlersem
Kuş sütüyle besleyecekmiş beni,
İstemem, eksik olsun kuş sütü.