Sinekli Bakkal Özet, Kişiler, Çatışma

Sinekli Bakkal isimli romanda genel olarak II. Abdülhamit Dönemi anlatılmaktadır. Romanın yazarı Halide Edip Adıvar, o dönemi realist bir anlayışla vermektedir. Özelde ise Rabia’nın hayat hikâyesi ön plana çıkmıştır. Romanda hem siyasal – toplumsal hem de duygusal sorunlar verilmiştir. İlahi bakış açısıyla kaleme alınan bu romanda yazar kendi kişiliğini gizlemeyi başarmış, roman kişilerine ve olaylara tarafsız yaklaşmıştır. Çevre tasvirlerinde de realist bir anlayış dikkati çeker. Ancak Doğu – Batı çatışmasını ortaya koyan tezli bir roman olması, realist anlayışın dışına çıkan bir durum yaratmıştır.

A. Roman Özeti

Abdülhamit devrinde Aksaray’da Sinekli Bakkal Mahallesi’nde imamın kızı Emine, aynı mahalleden orta oyuncu Tevfik ile babasının karşı çıkmasına rağmen evlenir. Tevfik zenne rolüne çıktığı için Kız Tevfik diye anılmaktadır. Bir süre sonra bu yüzden ayrılırlar. Ayrıldıktan sonra Rabia isminde bir çocukları dünyaya gelir. Tevfik ünlü bir sanatçı iken İstanbul’dan sürgüne gönderilir. Bu sırada Rabia sesi ile herkesi büyülemektedir.

Kuran ve mevlit okumakta üstüne kimse yoktur. Tevfik sürgünden döner, kızını yanına alır. Ancak bu seferde Genç Türkler adlı bir gruba yardım ettiği için Şam’a sürülür. Rabia ise Müslüman olan piyano öğretmeni Peregrini ile evlenir. 1908 Meşrutiyet ilanından sonra Tevfik sürgünden döner, Sinekli Bakkal Mahallesi’nde eski mutlu günlere dönülür.

B. Konu, Ana Düşünce, Çatışma

Konu: Romanda İstanbul’un Sinekli Bakkal Sokağı’nda doğup büyüyen Rabia adlı hafız kızın ve çevresinin yaşamı konu edilir.

Ana Düşünce: Bir kadının yetiştiği kültüre uygun olmayan bir aşkı kabullenmeyerek aklı ile kalbi arasında verdiği mücadelenin güçlüğü

Çatışma: Sinekli Bakkal isimli romanda eski – yeni, aşk – mantık gibi birçok karşıtlık bulunsa da romanın temel çatışması Doğu – Batı kültürü eksenindedir.

C. Kişiler

Rabia: Çocukluğu dedesi ve annesi Emine’nin gölgesinde geçmiştir. Konağa yerleşip oradakilerle tanıştıktan sonra dedesinin fikirlerini sorgulasa da onlardan vazgeçememiştir. Sesinin güzelliğinin yanında müzik aleti çalmada da yeteneklidir. Babasıyla yaşamaya başladıktan sonra daha neşeli, cesur ve konuşkan biri olmuştur.

Peregrini (Osman): Peregrini, Batı müziğinin üstadı olan bir müzik hocası. Felsefeyi, fikri tartışmaları ve konuşmayı çok seven biri. Sürekli soru soran ve öğrenmeye hevesli bir yapısı var. Zengin ve asil bir aileden gelmesine rağmen maddiyata önem vermez.

Vehbi Dede: Mevleviliğe gönül vermiş biri olan Vehbi Dede, zeki ve sakin bir insan. Herkesin güvendiği ve akıl danıştığı biri. Felsefenin dışında pek çok telli saz ve neyi kullanabilen bir musiki hocasıdır. Sakin ve telaşsız bir yapıya sahiptir.

Tevfik: Karagöz ve orta oyunu sanatçısı olan Tevfik, oldukça eğlenceli bir kişilik. Çocukluğundan itibaren sanatçı yönüyle ön planda olmuş. Paraya önem vermeyen biri. Tembel ve çocuk ruhlu, neşeli, orta oyunu sanatçısı olmaktan hoşnut. Sesini, mimiklerini kullanmada oldukça usta. Çok dindar bir insan değildir. Sevdiği biri için canını bile vermeye razı olacak kadar sadık ve cesaretli bir yapıya sahip.

İmam: Mahalle sakinleri tarafından pinti, inatçı ve çıkarcı olarak bilinir. Paraya düşkün, para için ispiyonculuk yapabilen biri. Eğlenceye, sevince karşı bitmeyen bir kin ve düşmanlığı vardır ve diğer insanlara bu yönde telkinlerde bulunmaktadır. Hiç gülmeyen, insanlarla iletişim kuramayan biri. Yeni olan şeylere karşıdır. Bütün mahalle halkını “cehennemlik” olarak görür. Olumsuz, kötümser ve korkutucu bir tip.

Emine: İmam’ın kızı, Tevfik’in karısı ve Rabia’nın annesi. Hamarat, titiz, babası gibi geçimsiz ve paraya düşkün. Suratsız, kinci ve gururlu. Ayrıca sürekli kendini haklı görme ve beddua etme gibi kötü huyları var.

Sabiha Hanım: Mahallenin zenginlerinden eski Zaptiye Nazırı Selim Paşa’nın karısı. Bir yönüyle merhametli, yardım etmeyi seven, sevecen ve hayırsever biri iken diğer yönüyle de eğlence, dedikodu ve ortalık karıştırmaya düşkün. Hükmeden, meraklı; emri altındaki her ferdin ne yaptığını ne düşündüğünü öğrenmezse içi rahat etmez. Hayatta en çok önem verdiği şey ailesi.

Rakım (Cüce): Tevfik’in İstanbul’dan gittikten sonra edindiği arkadaşı. Neşeli, taklit yeteneği olan, Tevfik gibi orta oyunu ve Karagöz üstadı. Fiziksel farklılıklarıyla barışık.

Ç. Mekân, Zaman

Mekân: Romanın esas mekânı Sinekli Bakkal sokağı ve mahallesidir. Bu mahalle olayların geçtiği dönemin karmaşasını, Doğu-Batı, eski-yeni çatışmasını sembolize eder.

Zaman: Olaylar II. Abdülhamit zamanında (Aynı zamanda İstibdat Dönemi olarak da bilinir.) geçiyor. Romanın Emine ve Tevfik’in çocukluğuyla başlayıp Rabia’nın çocuk sahibi olmasıyla bittiği düşünülürse olayların 40-50 yıllık bir zaman dilimini kapsadığı söylenebilir.

D. Dil ve Anlatım

Roman ilk kez 1935’te İngilizce olarak Soytarının Kızı adıyla Londra’da basılmıştır. Türkçesi yine aynı yıl Haber gazetesinde tefrika edilmiştir. Roman birçok dile çevrilmiştir. Kitapta yer yer devrik cümlelerin kullanımı dikkati çekmektedir. Özenli ve edebî bir dil kullanılmasa da anlatımın sade, akıcı ve coşkulu olması romanın kolay okunmasını sağlıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Metin İnceleme Roman

Ayın On Dördü Roman Özeti

Refik Halit Karay, ölümünden on beş sene sonra ,1980 yılında, okuyucuyla buluşan Ayın On Dördü …