Hayatı
Asıl ismi Mehmed olan Sünbülzâde Vehbi, Maraş’ta doğmuştur. Maraş’ın Sünbül-zâdeler lakabıyla tanınan meşhur ailelerindendir. Babası şair Reşid Efendi, dedesi ise ünlü bir müftü ve alim olan Mehmed Efendi’dir. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, yazdığı bir kasidede yetmiş yaşında olduğunu belirttiği için 1720-21 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.
Çocukluğu ve ilk gençliği Maraş’ta geçen Vehbî, burada medrese eğitimi aldıktan sonra İstanbul’a gelmiştir. Burada dönemin önemli şahsiyetlerine kasideler ve tarihler sunarak adını duyurmuştur. Meşhur şair Seyyid Vehbî’nin isteği üzerine “Vehbî” adı verilmiş ve bu isimle tanınmıştır.
Rumeli kaleminde çalışırken kadılığa intisap eden Vehbî, pek çok görevde bulunmuştur. Özellikle Yaş ve Bükreş’te 17 yıl kadılık yapmış, Eflak, Boğdan ve Siroz’da da görev almıştır. 1768’de hacegânlığa geçen Vehbî, 1775’te padişah I. Abdülhamid tarafından İran’a elçi olarak gönderilmiştir. Ancak burada Kerim Han Zand ile yaşadığı anlaşmazlık sonucunda idamına karar verilmiş, gizlice İstanbul’a döndükten sonra padişah tarafından affedilmiştir.
Uzun bir süre işsiz kaldıktan sonra Sadrazam Halil Hamid Paşa’nın yardımıyla kadılık görevine dönmüştür. Rodos, Silistre, Edirne, Sofya ve Niş gibi önemli yerlerde kadılık yapmıştır. Hayatının son yıllarında Manisa ve Bolu kadılıklarında bulunmuş, daha sonra İstanbul’a dönmüştür. Nikris hastalığına yakalanarak görme yetisini ve şuurunu kaybeden Vehbî, 29 Nisan 1809’da vefat etmiştir.
Sünbülzâde Vehbi’nin Edebi Kişiliği
- Sünbülzâde Vehbi, divan şiirinin 18. yüzyıldaki önemli temsilcilerinden biridir.
- Vehbî’nin şiir dili, klasik divan şiirinin özelliklerini taşır. Arapça ve Farsça’ya hakimiyeti sayesinde bu dillerde kelime ve terkipleri şiirlerine ustalıkla yansıtmıştır.
- Şiirlerinde sade bir dil yerine daha süslü ve ağır bir dil kullanmıştır. Özellikle kasidelerinde bu süslü dilin belirgin olduğu görülür.
- Nedîm etkisinde kalmış, onun gibi mahalli unsurları ve sosyal hayatı şiirlerine yansıtmıştır.
- Divan şiirinin hemen her türünde eserler vermiştir. Kasideler, gazeller, mesneviler, kıtalar ve müfretler onun eserlerinde sıkça görülür.
- Kasideleri gereğinden uzun olmakla beraber gazelleri başarılıdır. Mesnevi türünde yazdığı eserlerle de dikkat çeker.
- Aşk, güzellik, sosyal hayat ve ahlaki öğütler başlıca temalardır. Mahalli konulara yer vermesi ve alışılmışın dışındaki tasvirleri Sâbit’i hatırlatır. Özellikle İstanbul’un güzellikleri ve sosyal hayatı üzerine yazdığı şiirler, onun döneminin sosyal yaşamına dair önemli ipuçları sunar.
- Şiirlerinde hikmetli sözler ve öğütler önemli yer tutar. “Lutfiyye” adlı eseri, oğlu Lutfullah’a öğütler vermek amacıyla yazılmıştır ve 1181 beyitten oluşur. Bu eserinde toplum içindeki davranışlar, ahlak kuralları, meslek seçimi gibi konular ele alınmıştır. Nâbî’nin “Hayriyye” adlı eserinden etkilenmiş olsa da kendi özgün üslubunu korumuştur.
- Vehbi’nin mizahi ve hicivli yönü de oldukça güçlüdür. Sürûrî ile arasındaki hiciv atışmaları, dönemin önemli edebi olaylarından biridir. Bu atışmalar, hem dönemin edebi tartışmalarını hem de Vehbî’nin mizahi gücünü ortaya koyar.
Sünbülzâde Vehbi Eserleri
Divan
Lutfiyye
Tuhfe-i Vehbî
Nuhbe-i Vehbî
Şevk-engîz