Hayatı
Ahmet Haşim 1884 yılında Bağdat’ta doğdu. Küçük yaşta annesini yitiren Haşim’i, babası, on iki yaşında İstanbul’a getirdi. Türkçe öğrenmesi için Numune-i Terakki okuluna verdi. Mekteb-i Sultaniye (Galatasaray Lisesi) yatılı olarak yazılıp 1907’de okulu bitiren Haşim, Hukuk’a devam etti ise de bitiremedi. İzmir Sultanisinde Fransızca öğretmeni oldu. Bu arada Fecriati topluluğuna katıldı (1909). I. Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak Çanakkale Savaşları’nda bulundu. Askerlikten sonra Düyun-ı Umumiyeye memur oldu.1924’te ve 1938’de iki kez Fransa’ya gitti. Güzel Sanatlar Akademisinde “estetik” ve “mitoloji”; Mülkiyede “Fransızca” dersleri verdi. Rahatsızlandı, tedavi için Frankfurt’a gitti. 4 Haziran 1933’te İstanbul’da öldü. Mezarı Eyüp’tedir.
Ahmet Haşim Edebi Kişiliği
- Türk edebiyatında Şeyh Galip, Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin’i okuyan Ahmet Haşim, gençlik döneminde Fransız edebiyatını yakından izler ve Fransız şiirine büyük bir hayranlık duyar.
- İlk şiirlerinde hayal, düşsel sevgililer, çocuklar anıları, anne sevgisi, kin, nefret ve ölüm temaları ağırlıktadır.
- 1909’da girdiği Fecriati topluluğunda yayımladığı şiirleriyle büyük ilgi toplar. Halit Ziya, onu övgüyle karşılar, şairliği tartışmasız kabul edilir.
- Dergâh dergisinde yayımladığı Bir Günün Sonunda Arzu şiiri büyük bir dikkat toplar ve çeşitli eleştirilere yol açar. Bu nedenle “Şiirde Anlam ve Açıklık” adlı bir makale yazarak şiirde anlam aramanın yanlış olduğunu, “Şiirde anlam aramak, bir bülbülü eti için öldürmeye benzer.” sözleriyle savunur.
- Sembolist akımın etkisinde kalan şair; duyarlı, ahenkli, hissedilmeye dayalı, müzikalite değeri taşıyan şiirler yazmıştır.
- Şiirin anlaşılmak için değil, ancak duyulmak-sezilmek için yazılabileceğini belirtmiştir.
- Şiirlerinde akşam saatlerini, güneşin batışını, grup vakti tabiat görüntülerini, ay ışıklarını, alaca karanlıkta nesnelerin yarı belirgin görüntülerini anlatmış; içe kapanık, yoğun hüzün ve karamsarlığın hâkim olduğu bir şiir atmosferi yaratmıştır.
- Şiirlerinin dili ağırdır. Sözcük seçimine, sözcüklerin yan yana gelişindeki uyuma dikkat etmiş, imge ağırlıklı bir şiir dili yaratmıştır.
- Ahmet Haşim, Türk şiirinde “saf (öz) şiir” anlayışının öncüsü olmuş, bu alanda Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Muhip Dıranas gibi şairleri etkilemiştir.
- Şiirlerinde ağır bir dil kullanan Ahmet Haşim, düzyazılarında oldukça sade ve açık bir dil kullanmıştır.
- Toplumsal ve siyasî konulara ilgi duymamıştır.
- Millî edebiyatçıların başlattığı “sade dil” anlayışını da benimsememiştir.
Ahmet Haşim’in Eserleri
Şiir
Piyale
Göl Saatleri
Deneme
Gurabahane-i Laklakan
Bize Göre
Gezi yazısı
Frankfurt Seyahatnamesi