Ömer Bedrettin Uşaklı Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Hayatı

Ömer Bedrettin Uşaklı, 24 Ağustos 1904 tarihinde Uşak’ta dünyaya geldi. Babası Sivas Kadısı Ömer Efendi’dir. Babasından Arapça ve Farsça dersleri aldı. Babasının işi dolayısıyla küçük yaşta Anadolu’yu, Rumeli’yi ve Suriye’yi dolaştı. İlköğrenimi Uşak’ta, ortaöğrenimini ise Sivas’ta tamamladı. 1927 senesinde Mülkiye Mektebi’ni tamamladıktan sonra devlet görevine başladı. Kaymakam yardımcılığı, kaymakamlık ve valilik görevlerinde bulundu. 1943 yılında milletvekili seçildi. Bir dönem milletvekilliği yaptı. Eşinin ve kızının ölümü onu çok etkiledi. 23 Şubat 1946 tarihinde henüz 42 yaşında verem hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.

Ömer Bedrettin Uşaklı’nın Edebi Kişiliği

Ömer Bedrettin Uşaklı, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının milli edebiyat anlayışını sürüden şairleri arasındandır.
Yahya Kemal ve Ahmet Haşim, Ömer Bedrettin Uşaklı’nın en çok okuduğu ve etkilendiği şairlerdir.
Anadolu’da görev yaptığı yıllarda, Anadolu insanını yakından tanımış, adeta eski zamanın saz şairleri gibi Anadolu’yu baştan aşağı gezerek ülke gerçeklerini dile getirmiştir. Anadolu’dan değişik ve canlı görüntüler çizmiştir. Bu nedenle dönemin “Anadolu Şairi” olarak ünlenmiştir.
Deniz, ölüm, gurbet, doğa ve deniz şiirlerinde işlediği başlıca temalardır.
Şiirlerinde sade bir dil kullanmıştır.
Halk şiiri geleneğinin yanı sıra çağdaş Fransız şiirinin biçim özelliklerinden de etkilenmiştir.
Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
“Deniz Sarhoşları” ve “Yayla Dumanı” isimli eserlerinde Anadolu’nun dağını, taşını, kırlarını, şehirlerini, bağrı yanık köylerini, kadın, erkek, çoluk çocuk, bütün sevimli ve temiz yurttaşlarımızı, bize, bunlara gönül vermiş bir şairin duyarlılığı ile anlatmıştır.
Eşinin, kızının ve annesinin vefatı şairi çok üzmüş ve kimi şiirlerinde görülen ıstırabın, yalnızlığın, aile özleminin, kederin kaynağı hâline gelmiştir. “Çeşmemle Başbaşa”, “O Ses”, “Dağların Düşü”, “Yayla Güneşi”, “Veda”, “Anneme”, “Annemin Ölümü”, “Son Şehir”, “Sevgilime” şiirlerine bu kayıpların şairde yarattığı hüzün açıkça görülmektedir.
Şiirlerinin bir bölümü bestelenmiş ve Türk halkı tarafından çok sevilmiştir.
“Yıldızların Altında”, “Kapıldım Gidiyorum” gibi bestelenmiş şiirleri bugün de çeşitli sanatçılar tarafından söylenmekte ve büyük ilgi görmektedir.